Bilecik'ten Bilecik'e Sakarya ile dans (25-26 Mayıs 2024)

Sporky

Elektrikli Bisiklet Forum
EbikeForum Üyesi
Katılım
29 Eyl 2024
Mesajlar
92
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Merhaba,

Mayıs ayında, günübirlik bir turu 2 güne çıkarıp küçük bir kaçamak yaptım. Cumartesi sabah arabayla erken vakitte yola çıkıp Bilecik’e vardım. Rotamda Sakarya Nehri’yle 2 günlük dans vardı.

1. Gün : Bilecik-Himmetoğlu (Palaz Otel) 25 Mayıs 2024
Bilecik’te, sabah 08:00’de pedala basmaya başladım. Güne çok erken başlamıştım ama daha kahvaltı etmemiştim. Hızlı tarafından börek-çay ikilisiyle yola düştüm. Bugünkü etap, İstanbul-Gazipaşa turumun 2. gününde İznik-Bilecik rotasının sonundaki yokuşun tersiyle başlıyordu. 15 Km.lik bir inişle ana yola vardım. Vezirhan ayrımından ana yolu terk edip sakin yollara geçiş yaptım. Sakarya ile ilk buluşmam 5 km. sonra oldu. Köprü üstünden Sakarya’yı fotoğraflayıp yola devam ettim. Yemyeşil vadinin tadını çıkararak ilerledim. Gölpazarı’na vardığımda bir çorba molası verdim. Suyumu da tazeledim. Taraklı’ya kısa bir mesafe kala ana yoldan ayrıldım. Önceleri asfalt olan yol daha sonra sırasıyla stabilize ve Garmin’in ısrarıyla toprak yola kadar dönüştü. Tarlaların arasından geçip inişe başlayacağım asfalt yolu buldum.

Himmetoğlu bugüne kadar adını duymadığım bir beldeydi. Google haritalarında konaklama için bir yer ararken rast gelmiştim. Bir otel olduğunu görünce de ilk günün son durağı olarak orayı hedeflemiştim. Akşam saatlerinde Himmetoğlu kasabasına vardım. Bulduğum otel kasabanın dışındaydı. Yaklaşık 5-7 Km. daha yolum vardı. Garmin’in rotasını takip ederken, yolun tel örgülerin ardında kaldığını gördüm. Araç yolu sağa doğru ilerliyordu ama Garmin solu işaret ediyordu. O sırada tel örgüyle çevrili alanın çok geniş bir yer olduğunu ve hafriyat yapıldığını fark ettim. Büyük iş makinaları çalışıyordu alanda. Daha önce büyük baraj inşaatlarından ve maden sahalarından geçtiğim için saha tanıdık gelmişti. Tel örgüdeki levhada da tanıdık bir enerji şirketinin adı vardı. Otele vardığımda da orada bir termik santral olduğunu gördüm. Otelin sahibiyle, yemek sırasında, bu konuda uzun uzun konuştuk. Bana o arazilerin eskiden ne kadar yeşil ve verimli olduğunu, termik santral sonrası her yerin toz ve kül içinde kaldığını söyledi. Toprağın eski veriminden çok uzak olduğunu, kendilerinin de akıbetlerinin ne olacağını bilmediklerini, hafta içi her gün maden sahasında dinamit patlatıldığını ve sürekli sarsıldıklarını söyledi. Bir gün kendi arazilerinin de istimlak edileceğini biliyorlar ama ne zaman olacağını bilmedikleri için ne bir yatırım yapabiliyorlar ne de oraları terk edip gidebiliyorlar. Bu belirsizliğin sebebi de, aslında tamamının istimlak edileceği belli olan arazilerin yıllar içinde parça parça istimlak edilmesi. Bir seferinde tüm araziler için para ödememek için böyle parçalı şekilde istimlak ediyorlarmış. Millet diken üstünde sıranın kendilerine gelmesini bekliyormuş.

Epeyce detaylı ve uzun bir sohbet sonunda odaya geçip ertesi gün için dinlenmeye çekildim.

Mesafe : 106.95 km
Yolda geçen süre : 8:07 saat
Toplam yükselme : 1,812 m
Ortalama Hız : 13.2 km/h
Maksimum hız : 50.5 km/h



2. Gün : Himmetoğlu (Palaz Otel)-Bilecik (26 Mayıs 2024)
Bugün güne 10 km.lik bir yokuşla başladım. Yeşillikler içinde pedal basıyordum ve manzara harikaydı. Yokuşu tamamlayıp inişe geçtim. Uzaklarda Sakarya Nehri’ni ve Yenice Barajı’nı seyrede seyrede indim. Bugün rotam Sakarya’nın bir güneyinden, bir kuzeyinden ilerlemek şeklindeydi. Bir köprüden yukarı, bir köprüden aşağı… :) Haritada görüp pedallama hayalini kurduğum Sakarya havzasından Bilecik’e doğru dönüşe geçtim. Baraj sonrası artık dere büyüklüğünde akan Sakarya, yol aldıkça yine irileşmeye ve yatağını doldurmaya başlıyordu. Açık havada batıya doğru ilerliyor ve güzel vadi manzaralarının tadını çıkarıyordum. Yavaş yavaş “Bir yerlerde yemek yesem…” diye düşünmeye başladım. Yol üstünde bulduğum küçük lokantalardan birinde çorba molası verdim. Sıcak havada “Bir de karpuz olsa…” dedim ama yoktu. Bolca su takviyesiyle yola devam ettim ama karpuz isteğimi bastıramadım. :) Yol kenarında, sağlı sollu seraların olması ilginç gelmişti. İnhisar’da soğuk su takviyesi için durduğum bir tekel bayi ile yaptığımız sohbette, seraların dikkatimi çektiğini söylediğimde, “Bundan sonra daha da çok var.” demişti. Gerçekten de sayıları çok daha fazlalaştı. Arka arkaya seralar görünmeye başladı. Tam bu sırada, akşam saatlerinde, karpuzsuzluk :) da iyice başıma vurmuşken, yol kenarından bir ses geldi. “Gel gel karpuz ye.” :) Tarla içinde bir teyze sesleniyordu bana. “Karpuz”u duyunca direkt fren yapıp durdum. “İşte tam buna dururum.” dedim teyzeye. Normalde teşekkür edip geçerdim ama karpuz olunca akan sular durdu. :) Tarlada, arazi içinde bir geniş aile ile karşılaştım. Selamlaştım. Nereden gelip nereye gittiğimi sordular. Anlattım. Koca bir dilim karpuzu elime tutuşturdular. Bayıla bayıla yedim. “Allah’tan başka bir şey isteseydim olacakmış.” geyiği yaptım. :) Karpuza doyup teşekkür ederek yanlarından ayrıldım.

Artık akşam saatleri olmuştu. Söğüt ayrımını geçip Küre ayrımından yokuşa başladım. Bu Küreler hep mi yokuşta olur? :)

Hava kararmaya başladı. Yokuşu bitirip Dursun Fakıh Türbesi’nin olduğu tepeye vardığımda ise artık tamamen far ışığına dönmüştüm. Bilecik şehir içine çıkan yokuşa girene kadar indim. Sonra da arabanın olduğu yere kadar epeyce sürüne sürüne çıktım. Gece yarısı aracımın başına döndüm. Önümde daha İstanbul’a kadar gitmem gereken bir yol vardı ama yolda bir benzinlikte, tüm günün yorgunluğuyla kapanan gözlerimi bir iki saat dinlendirdim. Sabah 06.00’da da eve vardım.

Uzun zamandır hayal ettiğim Sakarya Nehri havzası turunu yorgun ama keyifle tamamladım.

Mesafe : 133.38 km
Yolda geçen süre : 11:09 saat
Toplam yükselme : 2,185 m
Ortalama Hız : 12.0 km/h
Maksimum hız : 47.7 km/h



Alıntı konudur.
 

Konuyu görüntüleyenler

Genel Chat
Yardım Kullanıcılar
  • Şu an sohbet eden bulunmuyor.
    Sohbette mesaj yok. Bir Merhaba demek istermisiniz?
    Üst